26 Aralık 2008 Cuma


Merhabalar, kışın kendini gösterdiği şu günlerde kendimize nasıl ki özen gösteriyorsak, aynı özeni otomobilimize de göstermeliyiz, hele ki o can taşıyan bir nesne.


Mevsim dönüşümlerinde kendimizde, evimizde, bahçemizde bir takım hazırlıklar yapıyoruz. Kış için yapılanları daha fazla oluyor, öyleyse otomobilimize de yapmamız gerekenleri şöyle bir hatırlatalım...

ANTİFİRİZ
Soğutma sistemi, motorda oluşan sürtünme ve yanma odasında meydana gelen patlamadan kaynaklanan ısıyı, motorun içindeki borulardan geçen soğuk su sayesinde yok etmeye yarayan bir sistem. Radyatör sisteminin içindeki suyun donmaması için antifriz kullanılır.


LASTİKLER
Otomobilin, özellikle yağışlı havalarda yol tutuşu performansının daha da artması için kış lastiği kullanılmalı.

CAM SİLECEKLERİ
Yaz boyu aşınmış cam sileceklerimiz artık iyi silmemeye başlarlar.Görüşümüzü yanıltabilirler, aşınmış sileceklerimizi yenileriyle değiştirelim.

KALORİFER
Bu sistemi oluşturan parçalar yerinden çıkmış, delinmiş veya tıkanmış hortumlar, motor çalışsa bile sıcak havayı iletmediğinden, yeterli ısıtmayı sağlayamaz. Bunu gidermek için hortumlar tamir edilmeli ya değiştirilmeli.

MOTOR YAĞI
Özellikle, kış aylarında, soğuk havalarda motor yağı akışkanlığını kaybeder ve ilk çalıştırma sırasında motora zarar verebilir. Bu nedenle yağı kışa girmeden değiştirmek gerekir.

AKÜ
Kış aylarında en berbat olay, otomobilinize bindiğinizde aracınızın çalışmamasıdır. Hemen aklınıza akü gelir, eğer akünüzün bakımını kışa girerken yapmadıysanız, kutup başlarını kontrol edip temizlemediyseniz, demek oluyor ki bu işleri o soğuk günlerde lapa lapa yağan karın altında yapmak zorunda kalabilirsiniz.

HAVA FİLTRESİ
Kışa girmeden bakımını yaptırın ,eğer kullanılmayacak durumdaysa yenisiyle değiştirin.

KIŞIN ARACINIZDA OLMASI GEREKENLER
Zincir, çekme halatı, takoz, fener, battaniye, büsküvi türü gıda, su

17 Aralık 2008 Çarşamba

Eşimin yazmış olduğu, şu anda gündemin ilk sıralarında yer alan konuyla ilgili bir makaleyi
sizlerle de paylaşmak istedim.
TRAFİK KAZASI MI, TRAFİK TERÖRÜ MÜ?
Bayramlarda ve tatil sezonlarında kaza haberleri daha da artmaktadır. Bayramın geldiğine ya da tatilde yakınlarımızı göreceğimiz için sevinelim mi, yoksa kazalarda ölen ve yaralananlara üzülelim mi? Kazalar ile ilgili en çok bilinen nedenler arasında aşırı hız, dikkatsizlik, uykusuzluk, hatalı sollama ve alkollü araç kullanımı gelmektedir, ancak yetersiz yolların ve alınmayan önlemlerin hiç mi payı yok bu kazalarda? Bu konuda 2000 yılında Milliyet Gazetesi’nde yayınlanmış olan makalemi Sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Yazımda trafik kazaları için, özellikle trafik terörü diyorum, çünkü ülkemizde trafik kazalarından dolayı ölen ve sakat kalanların sayısı terörünkinden daha fazladır, hem de o kadar fazladır ki, her aile ya kendi içinden ya da yakınlarından birilerini trafik terörüne kurban vermiştir. Ben de 1984 yılında lise öğrencisi iken annemi, ondan otuz yıl öncesi de tanımaya fırsat bulamadığım onbir yaşındaki teyzemi trafik canavarına kurban verdim. Bu canavar da nereden çıktı demeyin beyler bayanlar. Bu canavar, devletin kazaları önlemek için bir üniversite ile işbirliği yaparak hazırlattığı eğitim filminden çıktı. Bu deyim pek de tuttu doğrusu. Biz direksiyona geçenler ve devlet, yerine getirmediği sorumluluklarından dolayı masumdu, ama nedense bu trafik canavarları hiç uslu durmuyorlardı. Hiçbirimiz canavarlığı üzerimize kondurmadık. Televizyonlardaki kaza haberlerini izlediğimizde “tüh, vah” dedik, sonrasında da bu görüntüleri kanıksadığımızdan olacak, unutup gittik. Şunu iyi bilelim ki, ateş düştüğü yeri yakmakta, bu yüzden birçok aile ıstırap çekmektedir. Peki, kazaların tamamı sadece sürücülerden mi kaynaklanmaktadır, yoksa sürücüleri buna iten nedenler var mıdır? Her gün trafiğe çıkan binlerce otomobile rağmen, acaba yollarımız da aynı oranda genişlemekte midir? Yoksa yollar aynı kaldığı için, karayollarımız lunaparklardaki çarpışan otomobil pistine mi benzemektedir?
Bir Türk vatandaşı olarak 10. Yıl Marşı’nı okurken ve dinlerken çok hüzünleniyorum doğrusu. Niye mi? Bu marşta “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” diye övünmüyor muyuz biz? Yoksa Atatürkçüyüz dediğimiz halde O’nun bilim ve teknolojiye verdiği önemi kavrayamadığımızdan, Atatürkçülük adına boş şeylerle mi uğraşıyoruz biz? Gelişmiş ülkeler diye bahsettiğimiz ülkelere bir göz attığımızda, bu ülkelerin ulaşımda hızlı tren, metro ve havayolunu, yük taşımacılığında ise denizyolu ve demiryolunu, ağırlıklı olarak kullandıklarını görmekteyiz. Ayrıca bu ülkelerdeki araç sayısına göre kaza oranları ile bu kazalardaki ölüm, yaralanma ve maddi hasarların da Türkiye ile kıyaslanmayacak ölçülerde düşük olduğunu net bir biçimde söyleyebiliyoruz. Birçok konuda hiç düşünmeden örnek alıp uygulayıverdiğimiz Çağdaş Batı’nın, çağdaşlığını kanıtladığı bu uygulamayı neden diğerleri gibi uygulayıvermiyoruz? Neden Türkiye’de yetkili birileri çıkıp hızlı tren ve metro taşımacılığının zamanının gelip de geçtiğini söylemiyor? Neden Rahmetli Özal’ın otoyollar için yaptığını şimdiki siyasi liderlerimiz metro ve hızlı trenler için yapmıyor? Neden Ankara-İstanbul arası hızlı tren projesi yıllardır uygulamaya geçilemiyor? Bir ara hızlı değil, ama hızlandırılmış tren seferlerine başlanacak oldu, 1 ay içinde olmadık tren kazası kalmadı. Yıllardır hiç tren kazası olmayan ülkemizde bu kazalar tesadüf müydü acaba? Yine gerçek hızlı trenlerin hayata geçirilmesi için bazı girişimler var ama nedense bu projeler uzadıkça uzuyor. Laf aramızda bazı taşımacılık firmalarının, kazançlarını yitirecekleri endişesi ile siyasileri etkileyerek, projeyi yavaşlattıkları ve hızlı tren projesine engel oldukları gibi dedikodular geliyor kulağımıza! Kuşkusuz ki Türkiye’de yolcu ve yük taşımacılığı sayesinde binlerce insan geçimini temin etmektedir. Ayrıca devlet de vatandaşa yüzde üçyüze yakın vergi koyarak sattığı petrolden ve yüzde ellileri aşan motorlu taşıtlar vergisinden, muazzam bir gelir elde etmektedir. Yine dedikodulara göre, devletin de bu vergilerden vazgeçmek işine gelmiyormuş! Vatandaşın ağzı torba değil ki büzesiniz, konuşuyorlar işte.
Bu ülkede her yıl yüzlerce masum insanın ölmemesi, sakat kalmaması, vatandaşın ve devletin trilyonlarca lira maddi hasara uğramaması için hızlı tren ve metro kullanımına geçilmesi gerekmez mi? Bu sayede boşalan yollarda trafik kazaları kendiliğinden azalmaz mı? Böyle büyük projeler için para nerede diyen yöneticilerimize işte cevap: Cebinden hiç para çıkmadan, yap-işlet-devret modeliyle yabancı firmalara ihale et, birkaç yıl içinde bütün yurdu demir ağlarla ör. Taşımacılık sayesinde geçimini temin edenler ne mi olacak? Tabii ki halka arz edilen metro ve hızlı tren hisselerinden satın alacak veya bunların getireceği yeni iş alanlarında çalışabilecekler. Şunu iyi bilelim ki, Türkiye’de trafik problemini çözecek hükümet, enflasyon canavarını yok eden hükümetten de, terör belasını bitiren hükümetten de daha başarılı olacaktır.Kazasız, sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle hoşca kalın.

1 Aralık 2008 Pazartesi

Mercedes SCL 600'de direksiyon yok

Mercedes'in yeni tasarladığı SCL600 modelinde ne direksiyon, ne gaz pedalı, ne de bir fren pedalı var. Aklınıza şu soru gelebilir: "O zaman bu otomobili nasıl kullanacağız?" Bu sorunun cevabı ise arabanın içine konulmuş bir joystick'te gizli. Fren, gaz pedalı ve direksiyonun özellikleri bir joystick'te toplanmış!


Geleceğin otomobil tasarımları arasında yer alan SCL 600, joystick kontrolü sayesinde direksiyona ya da gaz/fren pedalına ihtiyaç duymadan araç kullanılmasını sağlıyor. Otomobilde, gösterge paneli aracın ön kısmını boydan boya kaplıyor ve araca tam hakimiyeti sağlıyor.
Mercedes tarafından tasarlanan yeni bir otomobil dış görünüşü ile bildiğimiz lüks otomobillere benzese de iç tasarımı ve joystick kontrolü ile otoyolda video oyunu hissi veriyor. Cam tavana sahip olan otomobil arkadan itişlidir.

6 litre hacimli v12 motoru 408 beygir güç uretir. 0'dan 100 km/s hıza 6.1 saniyede ulaşabilen otomobilin maksimum hizi 259 km/s'tir

18 Kasım 2008 Salı

YURDUMDAN MANZARALAR



21 Ekim 2008 Salı


Ehliyet için kursa gerek yok

Kanun taslağı hazır! Ehliyet almak için artık kursa gitmek şartı kalkıyor. Yolda birinin üzerine su sıçratana da para cezası geliyor.
Hükümet geçen dönem Karayolları Trafik Kanunu'nu değiştirme çalışmalarında son aşamaya geldi.Hazırlanan kanun taslağında birbirinden ilginç öneriler var...
ÇAMUR SIÇRATMAK Tasarıyla 'saygısızca' araç kullanma nedeniyle idari para cezası uygulanacak suçlar arasında "Araçların bir başkasının üzerine su ya da çamur sıçratacak biçimde kullanılması" da alındı. Bu hükme aykırı davranış sergileyenler 60 YTL para cezası ödeyecek.
ACEMİLERE ALKOL YOK Tasarıyla acemi sürücülere 2 yıl için tümüyle alkol yasağı getirildi.
UYANIK SÜRÜCÜLERE DE HAPİS Geçiş üstünlüğüne sahip olmadıkları halde, bu kolaylıktan yararlanarak hileli davranışta bulunanlar 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası alacak.
KAZADAN KAÇANA DA HAPİS Kazanın oluşuna ilişkin gerekli tespitler yapılmadan aracıyla birlikte olay yerinden ayrılan sürücüler hakkında 2 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılabilecek.
KURS YOK Ehliyet almak için sürücü kursuna gitme zorunluluğu kalkıyor. Yürürlükteki yasanın 41. maddesinde sürücü belgesi alma şartları arasında yer alan "Sürücü kursuna katılmış ve yapılan sınavları da başarıyla geçerek sertifika almalarına" yeni yasada yer verilmedi...

8 Ekim 2008 Çarşamba

Dikkat ! Trafikte tam 285 bin bomba var !


Trafiğe kayıtlı 285 bin LPG'li ara. ‘tekerlekli bomba’ gibi denetimsiz olarak yollarda dolaşıyor.

Muğla'nın Fethiye ilçesinde dün meydana gelen trafik kazasında, sürücü araçta bulunan LPG'nin patlaması sonucu feci şekilde yanarak can verdi. Şmdi gözler yeniden LPG'li araçlara çevrildi. LPG'nin 'Liquefied Petroleum Gases' (Sıvılaştırılmış Petrol Gazları), tercih ediliş sebeplerinin başında ekonomik olması geliyor.Çevre dostu da olan LPG, tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de teşvik ediliyor. Ancak LPG dönüşümü yaptıran araçların 2 yılda bir, ticari taksilerin de yılda bir kontrolleri bulunuyor. Bu kontrol, araçların muayenesinin yapılması için zorunlu ve Makine Mühendisleri Odası'na (TMMO) gidilmesi mecburiyeti var.



ÖMRÜ 10 YIL Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre 2008 Temmuz ayı itibariyle trafiğe kayıtlı araç sayısı 13 milyon 503 bin 399'a ulaştı. Geçen yıl trafiğe kayıtlı olan LPG'li araç sayısı ise Temmuz itibariyle yaklaşık 6 bin civarında artarak 1 milyon 885 bin 877 oldu.

Geçen yıl sonu itibariyle MMO Gaz Sızdırmazlık Raporu almayan araçların oranı yüzde 15.2. Her 100 aracın 14'ünün LPG'li olduğu Türkiye'de, 285 bin 719 araç Makine Mühendisleri Odası'ndan sızdırmazlık raporu almadan trafikte dolaşmakta. MMO'dan alınan bilgiye göre LPG tanklarının ömrü imal tarihinden itibaren 10 yıl. Bu nedenle LPG kullanıcılarının, imal tarihi itibari ile ekonomik ömrünü tamamlanmış tankları yetkili bir firmada değiştirmeleri gerekiyor.
(Haber3.com)haberin devamı

23 Eylül 2008 Salı

Trafik Kanunu'nun değişimi amacıyla yasa taslağı hazırlandı.

Trafikte kemer takmamanın cezası 55 YTL'den 125 YTL'ye çıkıyor.

Alkollü araç kullanan ise, 750 YTL ceza ödeyecek..

- İçişleri Bakanlığı, Karayolları Trafik Kanunu'nu değiştirmek amacıyla 126 maddelik yasa taslağı hazırladı. İşte taslakta öngörülen yeni uygulamalar:

* BELEDİYELERE TRAFİK CEZASI KESME YETKİSİ: Belediyeler, yerleştirdiği teknik cihazlarla, tespit ettiği kural ihlali dolayısıyla idari para cezası vermeye yetkili olacak.



* EHLİYETLER DEĞİŞECEK: Sürücü belgesi sınıfları ve bu sınıflar ile kullanılabilecek araçlar, BM Viyana Karayolu Trafik Sözleşmesi ve AB mevzuatına göre düzenlenecek.

* EHLİYETSİZ ARAÇ KULLANANA 1 YILA KADAR HAPİS: Sürücü belgesi olmaksızın veya sürücü belgesi geri alındığı halde araç kullanan kişi 1 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. Eskiden bu durumdakiler 1 aydan 2 aya kadar hapis istemiyle yargılanıyordu. Araç kullanırken sürücü belgesini yanında bulundurmayanlara 125 YTL idari para cezası verilecek.

HIZ SINIRLARI DÜZENLENDİ


* BÖLÜNMÜŞ YOLDA HIZ SINIRI 110: Azami hız sınırları, eskiden, şehir içi 50 km., şehirlerarası tek şeritli karayolunda 90 km. ve otoyolda 120 km. idi. Bölünmüş yollarda hız limiti 110 km. olacak.


* CEZALAR AĞIRLAŞACAK: Hız sınırları da yeniden düzenleniyor. Sınırları yüzde 10'dan yüzde 30'a kadar aşan sürücülere 125 YTL ceza kesilecek. Hız sınırını yüzde 30'dan fazla aşan sürücülere 250 YTL idari para cezası verilecek. Eskiden bu oran yüzde 50 idi. Hız sınırlarını bir yıl içinde beş defa ihlal edenlerin ehliyetleri bir yıl süreyle geri alınacak.

* ALKOLLÜYE DAHA AĞIR CEZA: 0.51 promil ile 1.00 promil arasında alkollü olduğu tespit edilen sürücüye 500 YTL ceza verilecek ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınacak. 1.01 ile 1.25 promil arasında alkollü olduğu tespit edilen sürücüye 750 YTL ceza verilip, sürücü belgesi bir yıl süreyle geri alınacak.

9 Eylül 2008 Salı

MERHABALAR ARKADAŞLAR,
TRAFİK SİTEMİN AÇILIŞINDA VE FOTOĞRAFLARIN AÇILIŞINDA PROBLEM VAR GALİBA,SİZLER AÇARKEN BİR SORUN OLUYORMU,
MESAJLARINIZLA BANA BİLGİ VERİRSENİZ SEVİNİRİM
TEŞEKKÜRLER

28 Ağustos 2008 Perşembe

27 Ağustos 2008 Çarşamba

OTOMOBİL YIKAMAK BİR SANATTIR






Otomobilinizi yıkatırken veya yıkarken nelere dikkat etmelisiniz?



Bazı otomobilleri görürüz. Ne kadar temiz gözükselerde bakımsız ve eski görünürler.



Peki ama otomobilinizi yıkatırken veya kendiniz yıkarken nelere dikkat etmelisiniz?



ufak ipuçlarıyla otomobilimizin boyasının uzun süre parlaklığını korumasını sağlayabiliriz,üzerlerinde gözüken hoş olmayan çizikleri engelleyebiliriz,öyleyse yapmamız veya yapmamamız gereken noktaları sıralayalım...




öncelikle mümkün olduğunca otomobilimizi otomotik fırça ile yıkama sistemlerini yani halk dilinde "bıcı bıcı " dediğimiz yıkamayı kullanmayalım. çünkü bunlar işleyişine göre hep bir önceki arabanın taşı,toprağı,kiri püsküllerde kalıyor ve bir sonraki arabanın boyasını çiziyor.


Bazı araçlar ne kadar tertemiz de olsalar eski gözükürler,bakımsız gözükürler, bunun sebebi boyanın yıpranmış olmasıdır.


otomobilinizi fırçayla yıkamayınız,fırça yapısı bakımından serttir,bunun yerine otomobil süngerlerini tercih edin.

Aracınızı yıkarken veya yıkatırken ilk önce tavan bölümünü tercih etmelisiniz. Daha sonra sırasıyla kaput, bagaj, kapı, tampon, kapıaltı ve jantlar uygulama şekliniz olsun. Aracın en temiz yerinden başlanmalıdır,jantlar ve tekerler taş toprak olduğu için sona bırakılmalı, orayı yıkarken süngerinize bulaşan tozlar boyanızı çizebilir.

yıkama işleminiz bittikten sonra ,kurulamak için yumuşak iz bırakmayan bezler seçin,hem işiniz kolay olur, hem de boyanız zarar görmez ve leke kalmaz.dilerseniz aracınıza cila yapabilirsiniz.

cila yapacaksanız eğer dikkat etmeniz gereken en önemli şey,cilanızı asla güneş ışığında yapmayın,gölge olmasına dikkat edin.


oto yıkarken uygulayacağınız bu basit yöntemlerle aracınızın renginin daha uzun yepyeni kalmasını sağlayabilirsiniz.

22 Ağustos 2008 Cuma

BEN BU FOTOĞRAFLARA BAŞLIK DAHİ YAZAMADIM
EĞER SİZİN YAZACAK BİRŞEYLERİNİZ VAR İSE
YORUMLARINIZI BEKLİYORUM...




21 Ağustos 2008 Perşembe

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...
1927
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

1927

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


1950

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~



1950

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

1953

28 Temmuz 2008 Pazartesi


Otomobillerde en çok gerçekleştirilen modifiye olan camlara film uygulanması, trafik kurallarına göre 115 YTL ceza gerektiriyor.

Aynı araç üç kez camları filmli şekilde ceza alması durumunda trafikten men edilirken, araçların zorunlu fenni muayenelerinde de camları filmi araçlara onay raporu verilmiyor.

Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Otomotiv Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Aydın, cam filmlerinin trafik kurallarına göre yasak olmasının nedeninin, kazalarda can güvenliğini azaltması olduğunu söyledi.

“Camlar, araçlarda 'acil çıkış' görevi görür ve bu nedenle kırılacağı bir darbe aldığında, camın tamamı küçük parçalara ayrılacak şekilde imal edilir. Bu araçtan çıkışı kolaylaştırır ve kesilmeleri azaltır. Özellikle 'güvenlik filmi' olarak satılan film uygulanan camları ise kırıldıklarında tuz-buz olmazlar. Bir kaza sonrası araçtan çıkılması gerektiğinde kırmak da çok zordur. Ayrıca kaza sırasında büyük parçalar halinde kalan cam, keserek yaralanmalara neden olabilir. Filmi camların diğer olumsuz etkisi de gece sürüşünde görüşü azaltmasıdır.”

Cam filmi uygulamaları, filmin kalitesine ve özelliklerine göre 100-700 YTL arasına mal oluyor.(haberalemi.net ten alıntıdır)